Aşı, hastalıklara karşı bağışıklık sağlama amacı ile insan veya hayvan vücuduna verilen, zayıflatılmış hastalık virüsü, hastalık etkeninin parçaları veya salgıları ile oluşturulan çözeltidir.
Mikropların insan bedeninde çoğalmaları neticesinde enfeksiyon oluşur. Vücutta buna karşı savunma sistemi tarafından antikorlar üretilir. İnsan vücuduna girdiğinde antikor oluşturabilen maddelere ise antijen denilir.
Mikropları genel olarak dört ana grupta toplamak mümkündür. Bunlar: Bakteriler, mantarlar, virüsler ve parazitlerdir. Bu mikroorganizmalardan virüsler hariç, diğerleri canlılık özellikleri gösterirler. Bunların kendi başlarına hayatlarını devam ettirebilme ve üreme özellikleri vardır. Virüsler ise kendi başlarına yaşama özellikleri olmayan, hücreler içine girerek ancak onlarda üreyebilen varlıklardır. Bağışıklık sistemi nin hastalık vücuda girmeden diğer bir deyişle hastalık gelişmeden, buna sebep olan etkeni tanıması ve onu yenecek yanıtı geliştirmesi (antikor üretmesi) aşılamanın temel ilkesidir. Bu nedenle hastalık yapma yetisi azaltılmış hastalık etkeni, aşıda kullanılabilir. Bütün hastalıklar için hastalık yetisi azaltılmış mikroorganizma bulunamayacağı için, hastalık etkeni öldürülüp etkenin dış kılıfı gibi parçaları ya da salgıladığı maddeler aşı olarak kullanılabilir. Ya da başka bir bünyenin (insan, at, sığır) o mikroba karşı yaptığı antikorları alıp bunları insan bedenine vermekle (serumları ile) olur. Bu işlerden birincisine aktif bağışıklama, ikincisine de pasif bağışıklama denir. Aktif bağışıklıkta vücuda antijen verilir. Vücut kendi gayretiyle antijene karşı savunma maddelerini, yani antikorlarını hazırlar. Pasif bağışıklıkta ise başka organizmada o mikroba karşı meydana gelmiş antikorlar vücuda verilir. Etkisi hemen görülür, ama birkaç hafta gibi çok kısa bir zaman devam eder. Aktif bağışıklamada ise (aşılama ile) bağışıklık süresi yıllarca devam eder.