Organ transplantasyonu ya da organ nakli organ donörü tarafından verilen sağlam organ parçası ya da tamamının alıcının hasarlı veya çalışmayan organı yerine koymak amacıyla bir vücuttan diğerine nakledilmesidir.
Tarih öncesinden bu yana güncelliğini koruyan organ nakli, dünyada modern anlamda ilk kez Macar kökenli bir cerrah olan Dr. Ullman tarafından, Viyana’da, 1902 yılında, hayvanlar üzerinde böbrek nakli ile denenmişti. Daha sonra, 1933 yılında Dr. Voronov tarafından Sovyetler Birliği’nde, kadavra böbrek (ölü organı) ile gerçekleştirilmiştir. Bu alandaki çalışmalara 1950′li yıllarda hız veren ABD bilim adamları, başarılı organ nakilleri yaparak; organ naklini normal bir tıbbi uygulamaya dönüştürdüler. Türkiye’de ise, ilk kez 1969 yılında Ankara ve İstanbul’da iki kalp nakli yapıldı; ancak başarılı sonuç alınamadı. İlk başarılı organ nakli ise, 3 Kasım 1975 yılında Dr. Haberal ve ekibince Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde, bir anneden oğluna yapılan canlıdan canlıya böbrek nakli oldu. 1978 yılında ise, ülkemizin en çağdaş yasalarından biri olan Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakline İlişkin 2238 sayılı yasa çıkarıldı ve organ naklinin yasal çerçevesi belirlendi. Yasanın yürürlüğe girmesinden bir ay sonra, ilk kadavradan böbrek nakli gerçekleştirildi. 1990 yılında ise, ilk kez ülkemizde çocuklarda, akrabalar arası karaciğer nakli gerçekleştirildi. Bir ay içinde, aynı nakil, dünyada ilk kez yetişkenlerde gerçekleştirildi. Ekim 2003 sonuna kadar, ülkemizde yaklaşık 4800 böbrek, 320 karaciğer, 75 kalp, 1 pankreas, 6000 kornea ve 600 kadar da kemik iliği nakli yapılarak, yurttaşlarımız sağlığına kavuşturuldu.